Beş soruda Cemaat’in "sivil kanadı" tartışmasına devam

14.12.2013 Vatan

Dünkü yazımızda son derece kırılgan bir konuyu, Gülen cemaati içindeki farklı kanatları, bunların içinden "sivil" olanını öne çıkararak tartışmaya (Gülen cemaatinin sivil kanadı) çalıştık. Bugün, bu hayati tartışmayı o yazıya gelen bazı itiraz, eleştiri ve sorulardan hareketle sürdürmek istiyorum. İşte "Cemaat’in sivil kanadı" tespitinden hareketle öne çıkan beş soru ve bunlara cevaplarım: 
 
1)  Öncelik neden "sivil olmayan" değil de sivil kanada?
Son dönemde Gülen cemaati üzerine kaleme alınan yazılarda "sivil olmayan" kanat, daha çok da emniyet ve adliyedeki Cemaat örgütlenmesi öne çıkarılıyor. Bunun artık eskisi kadar anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Cemaat’i geleceğe taşıyabilecek özgürlükçü, demokrasi yanlısı çizgi büyük ölçüde "sivil" kanat tarafından sahipleniliyor. Öte yandan hükümetin bazı savcı, yargıç ve polis şefleri başta olmak üzere Cemaat’in devlet içindeki çok sayıda kilit ismini pasifize etmesiyle birlikte "sivil olmayan kanat" eski güç ve ağırlığını da kaybetti. Dolayısıyla bir süredir "sivil" kanadın önünün çok daha fazla açık olduğunu söyleyebiliriz.
 
2)  Neden "güvercinler-şahinler" değil de "sivil-sivil olmayan" ayrımı?
Çok yerinde bir soru. Ne var ki "güvercin-şahin" ayrımında esas olan olaylara bakıştır. Buna karşılık Gülen cemaati için yaptığım "sivil-sivil olmayan" ayrışmasında esas olarak Cemaat mensuplarının olaylara bakışlarını değil çalıştıkları alanları temel aldım. Buna göre Gülen cemaatinin "sivil" kanadı eğitim, medya, iş dünyası gibi şeffaf alanlarda faaliyet yürütenleri kapsarken, "sivil olmayan" kanat derken, şeffaflıktan uzak bir alanda, devlet içinde, özellikle de yargı ve güvenlik bürokrasisinde görev yapanları işaret etmek istedim. Sivil alanlarda yer alıp pekala "şahin" pozisyonlara sahip olanlar çıkabileceği gibi (örneğin medyaya iliştirilmiş bazı isimler), "sivil olmayan" alanlarda görev yapmakla birlikte, örneğin Kürt sorununun çözümünde daha ılımlı pozisyonlara sahip olan, çözüm sürecini destekleyen kişiler de olabilir.
 
3)  Bu iki kanat birbirinden habersiz mi?
Tabii ki birbirlerinden haberleri var. Ancak her hareketleri koordineli bir şekilde yaptıkları, hele her konuda birlikte hareket ettikleri de söylenemez. Aslında uzun bir süre Cemaat’in mükemmel bir uyum içinde birlikte hareket ettiğini gördük. Bu Ergenekon sürecinin ilk dönemlerine kadar devam etti. Fakat Hanefi Avcı, Nedim Şener-Ahmet Şık ve MİT krizi gibi olaylar sivil kanada çok büyük zorluklar yaşattı. İzah etmekte zorlandıkları için bu işlerle hiçbir şekilde ilgileri olmadığında ısrar ettiler. Ne var ki dershane kriziyle birlikte hükümetin de Cemaat’e yönelik suçlamalara onay vermesi üzerine işin rengi değişti. 
 
4)  İki kanadın arasında sorunlar var mı?
Yukarıda sözünü ettiğimiz kriz anlarında yaşanan zorluklar sivil kanadın, diğer kesime daha fazla eleştirel bakmasına yol açtı. Özellikle Cemaat’in gizli-kapaklı işler çevirdiği ve bu yüzden AKP hükümetiyle kavgalı olduğu algısı, "sivil" kanadın işlerini zorlaştırıyor ve son dershaneler örneğinde olduğu gibi Cemaat’in kurumlarını ve kazanımlarını risk altında bırakıyor.
 
5)  Cemaat içinde Fethullah Gülen’den bağımsız eden kişi ya da gruplar olabilir mi?
Sanmıyorum. Yukarda sözünü ettiğimiz ve herbiri Cemaat’i olumsuz anlamda ciddi olarak etkileyen krizlere birileri kendi başlarına neden olmuş olsalardı hükümet-Cemaat kavgası bu derece şiddetlenmezdi. Şu ana kadarki işaretler, Cemaat’in önde gelenlerinin, tüm mensuplarına sonuna kadar sahip çıkacaklarını, son günlerin moda tabiriyle kimseyi "yedirmeyeceklerini" gösteriyor. Ama hükümetin bu konudaki ısrarı nedeniyle kavga bir türlü bitmiyor.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
18.12.2024 Transatlantik: Trump Erdoğan’ı neden övdü? PYD/YPG’nin geleceği Golani’nin zor sınavı
17.12.2024 Mehmet Altan ile Türkiye’nin gidişâtı (4): Suriye’nin geleceği - CHP’li belediyelere haciz
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
12.12.2024 Bahçeli’nin İmralı hamlesine seçmen nasıl bakıyor? Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi
10.12.2024 Transatlantik: Suriye’yi nasıl bir gelecek bekliyor?
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı